Atatürk'ün Peygamber Efendimize s.a.v. duyduğu hayranlık

Atamız hakkında güzel yazılar, hikayeler, resimler...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Sonsuz_Nur
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 414
Kayıt: 22-08-2005 12:03

Atatürk'ün Peygamber Efendimize s.a.v. duyduğu hayranlık

Mesaj gönderen Sonsuz_Nur »

Atatürk'ün Peygamber Efendimize s.a.v.
duyduğu hayranlık


Atatürk'ün Kuran-ı Kerim'e duyduğu derin sevgi ve saygısı, İslam dininin en saf şekliyle yaşanmasına olan inancı onun dindar yönünü her dönemde ortaya çıkarmıştır. Her zaman gerçek din ile batıl inançlarla dolu gericiliği net biçimde ayıran Atatürk, birçok konuşmasında, samimi ve içten bir şekilde Allah'tan, İslam'dan, Kuran'dan saygı ve bağlılıkla bahsetmiştir. Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk Milleti'ne, gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiş. Allah'a yönelmede Hz. Muhammed'i rehber göstermiştir:
"Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler." (Atatürk, Nedim Senbai, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979)
Hz. Muhammed'i överek O'nu kendisine örnek alan Atatürk, Hz. Muhammed'in peygamberliğine kesin olarak iman etmişti. Hz. Muhammed'e duyduğu hayranlığı ve O'nun peygamberliğini heyecanla anlattığı bir sırada yanında bulunan M. Şemseddin Günaltay, Ata'nın o anki halini şöyle anlatmıştır:
"... Atatürk'ün denizlerden renk alıp renk veren gözleri, masanın üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanın başına çekip parmağını bir noktaya dikti. Bu, kendi elleriyle çizdikleri bir askeri harita idi ve Hz. Muhammed'in büyük Bedir Cengi'ni adım adım gösteriyordu. Hz. Muhammed'e ve O'nun peygamberliğine kadar, büyük askeri dehasına hayran olan eşsiz Sakarya Galibi, Bedir Galibi'ni göklere çıkarırken, "O'nun Hak Peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar" diye heyecanlandı.

Ata'nın son sözü şu olmuştu:
- Hz. Muhammed'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların karı değildir, O'nun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır. (Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.28 )
Atatürk"ün Hz. Muhammed'e s.a.v. duyulacak sevgiyi tarif ettiği sözleri ise şöyledir:
"Büyük bir inkılap yapan Hazreti Muhammed’e s.a.v. karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s. 4)
Atatürk, dinimizin tam anlamıyla ve aslına uygun olarak yaşanmasını ve milletimize doğru, modern, hurafelerden arındırılmış bir din anlayışını benimsetmeyi hedeflemiştir. Hiçbir aşırılığa kaçmadan, Kuran'ın modern bir dünyayı tarif ettiğini çok net biçimde özümsemiştir.
Açıkça anlaşılmaktadır ki, gerçek manada dindarlık, heyecanlı fanatiklerin, tutucu, kapalı görüşlü kimselerinkinde değil; Atatürk'ün tarif ettiği ılımlı, insancıl, modern yapıda kendini göstermektedir.
Büyük Atatürk’ün, İslam dinini, Kuran-ı Kerim’i, Hz. Peygamberi ve dini müesseseleri öven tüm bu sözleri, O’nun dinimize olan içten bağlılığını gösteren somut ve tartışılmaz belgelerdir.

Atatürk materyalist değildir
Buraya kadar anlattığımız gibi Atatürk Allah ve ahiret inancına sahip, dindar bir insandır. Bazı çevreler, bize bu cennet vatanı ve Cumhuriyet'i emanet eden, "Gerçeğe nasıl inanıyorsam, dinime de öyle inanıyorum" diyen Atatürk'ü din düşmanı olarak gösterme gayretindedirler. Kendi siyasi görüşlerine destek sağlamak ve Türk Milleti’nin Atatürk’e bağlılığını sarsmak amacıyla, Atatürk hakkında asılsız dedikodular yaymaya çalışmakta, üstelik yalanlarını milyonlara aktarmaya çalışmaktadırlar.
Ancak, Atatürk herhangi bir şahıs değildir. Sözleri, fikirleri, tavsiyeleri, milyonlarca insana rehberlik eden, yol gösteren tarihi bir şahsiyettir. Bu gerçeği göz ardı ederek, Atatürk hakkında asılsız bilgiler veren ve yorumlara yeltelenenler genelde materyalist dünya görüşüne sahip çevrelerdir. Bunlar, Atatürk’ü kendilerince din düşmanı gibi tanıtıp kendi materyalist ve Marksist ideolojilerine pay çıkarmaya çalışan kişilerdir.
Bu çevrelerin inandıkları, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan ve tamamen gerçek dışı uydurmalardan ibarettir. Aslında bu çevreler nasıl bir çıkmaz içinde olduklarının farkındadırlar. Ancak bu uydurma ideolojiden vazgeçmek yerine, tam aksi bir tutum izlemektedirler. Atatürk gibi fikirlerine herkesin değer verdiği örnek bir kişinin adını kullanarak, ideolojilerini güçlendirmeye çalışmaktadırlar.
Bunların unuttukları bir şey vardır; dindarlık, milliyetçilik, milli ahlak inancı, millet ve bayrak sevgisi gibi üstün kişilik özellikleri, ancak ve ancak milli ve manevi değerlere derin bir bağlılıktan kaynaklanır. Bu derece milliyetçi duygular taşıyan, son derece dindar, mukaddesata bu kadar yürekten bağlı olan, vatanı ve bayrağı uğruna tüm hayatını ortaya koyan, yaşamı boyunca milletinin mutluluğu için çalışan, aile kurumunun kutsiyetini savunan bir kişinin materyalist olamayacağı ortadadır.
Şüphesiz ki materyalistler, vatanlarına, bayraklarına ve milletlerine değil, kendi şahsi menfaatlerine bağlıdırlar. Milliyetçi değil enternasyonalisttirler. Aile kurumunu korumayı değil yıkmayı hedeflerler. Milletlerinin mutluluğu için değil kendi kişisel mutlulukları için çalışırlar.
Sadece bu dahi, Ulu Önderimiz'in, ateist ve materyalist olmadığını, mukaddesatına yürekten bağlı olduğunu göstermeye yetmektedir.
ACIDA OLSA DOGRUYU SÖYLEYİNİZ HZ.MUHAMMED (SAV)
لا إله إلا الله محمد رسول الله
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir