KurtuluŞ

Atamız hakkında güzel yazılar, hikayeler, resimler...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Mete_YASAR
New Friend
New Friend
Mesajlar: 9
Kayıt: 21-05-2008 19:24

KurtuluŞ

Mesaj gönderen Mete_YASAR »

“30 AĞUSTOS 1922 Zafer Anısına”

Askeri harekat ve uzantıları olan anlaşmalar bittiğinde, Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın bittiğini sanmak, Ata’mızın, ardından bize bıraktığı öğütleri doğru değerlendirememek olur. Yakın tarihimiz ihanetler, işbirlikçiler, sinsi sürüngenlerle doludur, tarihçi geçinen, güya gerçek belgeleri ortaya çıkaranlar, padişahın, Mustafa Kemal ATATÜRK’ü destekleyerek Anadolu’ya gönderdiğini kitaplarında anlatmaktadırlar, peki, bu sözde belgeleri yayınlarken, bu belgeleri, padişahın ileride kendini kurtarmak için düzmece düzenlediğini niye görmezden gelmektedirler.
Padişahın İngiliz ajanlarla birlikte çıkarttırdığı 14 büyük isyan ile bu belgeler nasıl bir uyum içindedir, bu isyanların bedeli büyüktür, isyanlar yüzünden Batı Trakya, Musul, Kerkük düşmana kaptırılmıştır. Özellikle Türk tarih araştırmacılarının Türk Milleti’ne sorumlulukları vardır, belgenin doğruluğu kadar, düzenleniş amacı da önemlidir ve bu göz ardı edilmemelidir. Mustafa Kemal ATATÜRK gönlümüzde değil ama bedenen ölmüştür ve Avrupa uydurma birliğinin “Mustafa Kemal ATATÜRK ile Avrupa birliğine giremezsiniz” dediği bir dönemde, padişah babalarının, Latife’lerin , paşaların çarpıtılmış anılarından, Türk’lerin en büyük komutanı Mustafa Kemal ATATÜRK’e iftiralar yağmaktadır, çünkü artık o tarihi yaşayan, doğruları açıklayabilecek kimse kalmamıştır. Bu vatanın sorumluluk sahibi yazarları; her zaman laik ve üniter kalacak olan Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılacak hiç bir saldırıya alet olmamalıdır, tuzağı hissetmelidir, aksi takdirde İstanbul hükümetinin Ali Kemal’inden farkları kalmayacaktır. Bu vatan ucuz alınmadı, ucuz savunulmadı, bedeli yakın tarih itibariyle beş milyon candır, kolayca çürütülüp, çökertilebileceği umuluyorsa, yanılgıdır, böyle bir şey ilelebet olmayacak, Türkiye Cumhuriyeti ve onu ayakta tutan Mustafa Kemal Atatürk yolundaki Türk Silahlı Kuvvetleri, sonsuza dek yaşayacaktır.

Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda, Yunan’lıların sadece Aydın’da yaptığı katliamlara dayanamayıp, kaleme sarılan Yunan’lı yazar George Nakratzas’tan bile utanmayan kimi Türk yazarlar, kendi kafalarındaki tarihi yazmaktadırlar, yakın tarihteki Türk’lere uygulanan soykırımları neden araştırmadıkları/yazmadıkları yanıtsız kalmış bir sorudur. Balkan, akan Türk kanlarından kıpkırmızı olmuşken, Ermeni’ler, Yunan’lılar, İtalyan’lar, Fransız’lar, İngiliz’ler, Pontus’lu olduklarını söyleyen soykırımcılar sivil halkı katlederken, yerli işbirlikçiler ve padişah avaneleri de dahil olmak üzere, düşmanlara karşı Yüce Komutan Mustafa Kemal ATATÜRK ile bir avuç kahraman Türk’ün yazdığı kurtuluş destanını, hain tarihçiler, gizli gizli karalamaya çalışmaktadırlar. Gelibolu gibi şanlı tarihimizi oluşturan destanları kahpece karalamak, ancak içimizde yaşayan parazitlere, hainlere yakışır, hangi sinsi dış düşman bu kampanyayı tetiklemiştir, Cumhuriyeti’mizi yıkmaya yemin etmiş hangi işbirlikçiler desteklemiştir, bunlar ortaya çıkarılacaktır. Türk Milleti’ne sokulan hançerler, er geç sahiplerine kılıç olarak dönecektir. 24 Şubat 2007 tarihini, 19 Mayıs Pontus Rum soykırımı ilan eden faşist Selanik valisine söyleyecek söz yoktur; Yunan tarihçileri Türkiye’nin Bafra’sında yaptıkları katliamları yazarken, bizim içimizdeki Truva Atları, sinsice, alçakça yazdıkları tarihsel safsatalarını kabul etmemizi ummaktadırlar, her zaman uyanıklığımızı koruyamaya kararlıyız, antipropaganda asla başarılı olamayacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Ulus Devlet yapısından korkanların; geçmişte padişahın üye, şeyh Sait’in katılımcısı olduğu, İngiliz papazın yönetimindeki İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ni, Truva Atı gibi kullanmalarının bir benzerini şimdilerde Türkiye Cumhuriyeti’nin sivil toplum örgütleri üzerinde denedikleri açıktır, elbette ki bunu engelleyecek ferasetli sivil toplum örgütleri de vardır ve sürekli tetikte olacaklardır.

Türk Milleti, tarihinde, yaşadığı çağa göre en geri kalmış ve en yorgun orduya Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında sahipti ama bu ordu bile yeryüzü tarihinin akışını etkiledi, işgalci barbar ülkelerde iktidarları yıktı, iktidar kurdu. İç, dış demeden her türlü düşmanla başa çıktı, liseler boşaldı, köyler boşaldı, ocaklar boşaldı ama bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmayı başardı. 18 Eylül 1922 tarihinde, itilaf devletlerinin Ankara hükümetine, tarafsız bölgelere girilmemesi için verdiği notayı hiçe sayarak, 24 Eylül 1922’de Çanakkale’ye giren benzersiz komutan Mustafa Kemal ATATÜRK yönetimindeki Türk Ordu’su, savaş tarihinde, her zaman yaptığı gibi bir çağ açtı, itilafın korkaklar ordusu gelip notalarını sahiplenemediler bile. Bu tarih, çarpıtmalarınıza, unutturma çabalarınıza rağmen unutulur mu sanırsınız, bunları sürekli yinelemememiz düşmanlık tohumlarını beslememek içindir ama yaptıklarınızı biliyoruz, Türkiye’nin şimdiki stratejik ortaklarının, Milli Kurtuluş Savaşı’nda, misyonerleri aracılığıyla, sözde padişahçı, milliyetçi yerli ajanları kullanarak başlattıkları isyanın üzerinden daha yüzyıl geçmemiştir, kendi okullarında kullanılan sahte Türkiye haritalarının yeni olmadığını da biliyoruz. Biz onları biliyoruz da onların bilmedikleri var ; Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter, demokratik, laik yapısı içinde, yiğit komutan Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından temeli atılan Türk Silahlı Kuvvetleri’nden yiyebilecekleri şamar, yokluk içindeki Türk Ordusu’ndan yedikleri şamarın kaç katı olacaktır?

Türk Milli Kurtuluş Savaşı’na, bu savaşın mimarı Türk tarihinin en yüce komutanı Mustafa Kemal ATATÜRK’e uzanan elleri, dilleri unutmamız, görmezden gelmemiz olanaksızdır. Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik, Cumhuriyetçi, Devrimci Türk Silahlı Kuvvetleri kendine bu şanlı tarihi armağan edeni, ait olduğu milleti, parçası olduğu tarihi, gün gün, saat saat anımsamaktadır, asla unutmaz, çünkü O Türk Milleti’nin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusudur. Türk Silahlı Kuvvetleri, yoğunlaşan dezenformasyonlu küçültme çalışmalarına karşın daha da büyüyecektir, Türk Silahlı Kuvvetleri, Kamçatka’dan İspanya Bask’larına kadar Tüm Türk’lerin gözbebeği, umudu olan bir ordudur, korumakla sorumlu olduğu topraklar sadece Anadolu ve Trakya değildir. Türk Ulusu biliyor ki, ORDUSU; sürekli güçlenmekte, teknolojiyi izlemede, mevcudunu birkaç kat artırmakta, yeryüzündeki her Türk’ün yaşadığı toprağın koruyacağı alanın sınırları olmasında, KARARLIDIR. Zaferler, Türk Milleti’nin, Türk Ordu’sunun yazgısıdır, geninde vardır, 30 AĞUSTOS zafer bayramımız; her kıtada ulusal uyanışın önderliğini yapmış gerçek bir zaferi, Fedayı, Şehitliği, Yurtseverliği, Yiğitliği, Özgürlüğü, Egemenliği ve iyiden yana her şeyi anlatan, gizli ya da açık işgal altındaki tüm ülkelerin yol göstericisidir.

“30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN; TÜM TÜRK CUMHURİYETLERİNE VE YERYÜZÜNDE
ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI VERENLERE, VERECEK OLANLARA ARMAĞANI OLSUN ”


Mehmet Refik YÜCEL
VP Genel Başkan
Kullanıcı avatarı
HoRTuM
Quick Friend
Quick Friend
Mesajlar: 60
Kayıt: 03-09-2008 12:13

Mesaj gönderen HoRTuM »

saol kardeşim güzel döküman
By HoRTuM Gravity Kinq

BaLıKeSirLiiyiz KarDeŞ
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir